Yunan Mitolojisi - Yaratılış/Kozmogoni - Titanlar ve Tanrıların Savaşı - 1.

"Khaos'tu hepsinden önce var olan."

- Hesiodos, Theogonia

Önce o Khaos vardı, sonsuz, ölçüsüz boşluk,
Bir deniz kadar vahşi, deniz kadar karanlık.

- John Milton, Kayıp Cennet


Başlangıçta ne yer vardı ne de gök; ne gündüz ne de gece... Sadece Khaos'tu var olan. Antik Yunanlılar doğadaki her şeyi canlı olarak betimlemişlerdi; onlar için çevrelerindeki değişip gelişen her şey bir ruha ve kişiliğe sahipti. Khaos'un ise herhangi bir kişiliği yoktu. Şekilden, hatta yoğunluktan bile yoksundu. O; düzensiz bir boşluktu, başsız ve sonsuzdu, uçsuz bucaksızdı, bir çeşit hiçlikti. Öylece duruyordu. Neden sonra Khaos'tan dört varlık çıkıverdi: Gaia, yeryüzü. Eros, sevgi. Erebos, yeraltı karanlığı. Ve Nyks, yeryüzü karanlığı.



İlk yaratılan Gaia idi: Toprak Anamız, her şeyin o sarsılmaz temeli, diğer bir deyişle yeryüzü. Gaia kendisine eş olarak Uranos'u, Gök Baba'yı yarattı; kendisini sarsın, korusun kollasın diye. Nasıl ki Toprak Ana biz ölümlülere ev oldu, Gök Baba da ölümsüz Tanrıların mutlu yurdu haline gelecekti. Gaia tek başına dağları ve denizleri de yarattıktan sonra Uranos ile kucaklaştı, böylece yer ile gök birleşti. Onların kucaklaşmalarından on iki titan doğdu ilkin. Bu titanlar dünyanın hakimleri olacaklardı, ta ki Olympos tanrıları onları tahttan indirene dek de öyle kalacaklardı. Diğer çocukları ise titanlar kadar şanslı değillerdi. Kikloplar, ki bunların alınlarında bulunan tek bir gözleri vardı ve Hekatonkheirler, bunlar da elli kafalı, yüz kollu yaratıklardı. Uranos ilk günden iğrendi çirkinliklerinden, doğar doğmaz güneş bile görmeden toprağın altında hapsedildiler. Gaia'nın ana yüreği dayanmıyordu, üzüntüden inim inim inliyordu. Seyirci kalamadı, kurnaz bir planın peşine düştü intikam için. Çelikten devasa bir tırpan dövdü gizlice, titan oğullarının yanına gidip dedi ki:


"Benden ve bir azılı varlıktan doğan oğullarım,

Suçlu bir babanın cezasını verelim,

Dinleyin beni, ne kadar babanız olsa da bu varlık

Odur kötülükleri ilkin tasarlamış olan."


Bir ölüm sessizliği sardı her yanı, titanlar babalarına karşı çıkmaya cesaret edememişlerdi. İçlerinden yalnız biri, Kronos, "Kötü bir babaya acımam, babamız da olsa," dedi. 



Gece arzu ile yanıp tutuşan Uranos'u Gaia'nın koynuna taşıdığı vakit, Kronos gizlendiği yerden çıktı ve babasının hayalarını tek darbede kesti sivri dişli, keskin tırpanıyla. Hayaları dalgalı denize fırlatırken kanlar toprağa saçıldı, bu kanlardan gebe kalan toprak yıllar sonra intikam tanrıçaları Erinysleri, devleri ve orman perilerini doğuracaktı. Hayalar düştükleri denizde uzun süre sürüklendikten sonra etrafındaki ak köpüklerin birinden güzeller güzeli Aphrodite türeyiverdi. Böylece yeryüzü ile gökyüzü birbirinden sonsuza dek ayrıldı. Kronos, liderliği hadım babasından alarak dünyanın yeni hakimi oldu. Amma o da serbest bırakmadı kardeşlerini, çirkin ve korkunç olmakla suçlanan Kikloplar ile Hekatonkheirleri.


Zaman geçti, yaratım devam etti. Denizin doğru sözlü, dürüst çocuğu Nereus'un birbirinden güzel elli kızı; ejder soylu Thaumas ve Elektra'nın kadın başlı, akbaba vücutlu kızları harpiyalar; içlerinden yalnız Medusa'nın ölümlü olduğu ve yaşamı acı bir kaderle mühürlenmiş gorgon kardeşler... Ölümsüzlerin üzerine yemin ettiği nehir Styx, Theia'dan doğan Güneş ve Ay ve daha niceleri oldu ve olmaya devam etti. Evren artık tanrıların aşık olduğu, kavga ettiği, yaşam ve devinim dolu bir yer haline gelmişti.



Kronos, dağlık bölgelerin Tanrıçası Rhea ile evliydi. Ne var ki Uranos ile Gaia haber vermişti Kronos'a; ne kadar güçlü olursa olsun çocuklarından biri tarafından getirilecekti sonu, babası ile aynı kaderi paylaşmak alnına yazılıydı. Bundandır ki Kronos doğan bütün çocuklarını acımasızca yiyordu. Acılar içerisindeki Rhea çareyi son doğumunu yapacağı gün Yer ve Gök'e yalvarmakta buldu. Uranos ve Gaia'nın yardımı ile bebeğini Girit'te ulaşılamaz bir mağaraya sakladı. Kronos'a kundağa sarılmış bir taş verdi, dikkatsiz Kronos taşı bebek zannedip tek bir lokmada yuttu. Genç Tanrı çabucak büyüdü ve günü gelince; evlat acısı ile kıvranan annesinin, babasının karnında hapsolmuş kardeşlerinin ve yerin altında gün yüzü görmeyen amcalarının intikamını almak için döndü.


Bu genç tanrının adı Zeus'tu.



Titanlar ve Tanrıların Savaşı II. Bölüm

Yorumlar